Tebriz’de ticaret büyük bir düzen ve disiplinle yapılırdı. Şehirdeki bütün tartılar, kilolar ve diğer değerli kumaşlar üzerinde “Lâ ilâhe illallah” yazısı bulunurdu. Dirhemler ve teraziler de aynı şekilde Allah ismiyle süslenmişti.
Ticarette yanlış yapan, ölçü ve tartıda hile yapan kişiler cezalandırılırdı. Bu kişiler gözlerine mil konarak ya da başlarına taş konularak uyarılır ve hasta edilirdi. Şehirdeki çarşı ve pazar yerlerinde pirinç, demir ve zincirli teraziler asılı dururdu; hiçbir zaman yerle temas etmez, her zaman dengede kalırdı.
Yiyecek ve Hububat Alım-Satımı
Tebriz’de yiyecek, içecek, sebze ve ot gibi ürünlerin satışında adalet ön plandaydı. Müşteri istediği malı terazinin kefesine koyar, tartısı tam olduğunda mal sahibine hakkını verirdi. Akçesi temiz olur ve malın en seçkin kısmını alırdı Sofia Daily Tours.
Et, ekmek, sebze, arpa, buğday, un, tavuk, güvercin, ceviz ve fındık gibi ürünler ile pazarda hazırlanan yemekler tamamen Şeyh Safî narhı (fiyat kanunu) üzerinden terazi ile satılırdı. Hububatta (buğday, pirinç vb.) asla kile kullanılmaz, her şey tartı ile ölçülürdü. Dirhemlerindeki “Lâ ilâhe illallah” yazısına aykırı davranan kişiler cezalandırılırdı.
Diğer kumaş türleri melikî zira ile (ölçü sistemi) satılırken, hayvanlar ve canlı esirler için de Safî kanununa göre değer biçilir ve işlem yapılırdı. Bu düzeni Ehl-i Kıble ve tahminciler sürekli denetlerdi.
Yemeklerin ve Aşçıların Düzeni
Tebriz’de ana caddelerdeki tüm aşçılar yemeklerini pişirir, dükkânlarını açmadan önce kaplarını, kâselerini ve toprak kaplarını temizlerdi. Sabah olunca dükkânlar dualarla açılırdı.
Şehirde en çok beğenilen yemekler pilâv ve herisedir. Bunun dışında düzdü püryân, kükü pilâv, çelâv pilâv, muza’fer pilâv ve avşıla pilâv gibi çeşitler de yapılırdı. Tüm yemekler tertemiz hazırlanır ve lezzetiyle ünlüydü.