Şehrin Bağları ve Güzellikleri

Bu şehir, çevresindeki bağları, bahçeleri ve mesire yerleriyle adeta bir cennet köşesidir. Her biri, eski kavimlerden Âd halkının efsanevi İrem bağlarını andıran güzellikte gezinti ve dinlenme alanlarıyla doludur. Şehrin meyveleri bol ve sulu, toprağı bereketlidir. Bu verimli topraklarda yetişen ürünlerin tadı dillere destandır.

Suyunun tatlılığı ve havasının yumuşaklığı sayesinde halkın yüzleri nurlu, görünüşleri güzeldir. Erkekleri yakışıklı, kadınları zarif ve alımlıdır. Halk düzgün konuşur, tatlı dilli ve güler yüzlüdür. Onların konuşmaları sanki İsa Peygamber’in mucizelerini hatırlatır, yürüyüşleri bile adeta ruha huzur veren bir zarafet taşır.

Halk ve İnanç Yapısı

Bu şehrin halkı genellikle sipahi ve han nökeri olarak bilinir. Ancak tamamına yakını Şii mezhebindendir. Aralarında küfür ve kötü söz kullananlar da bulunur. Yine de şehir, çok eski bir yerleşim yeri olduğundan içinde önemli din âlimlerinin mezarları yer alır. Büyük bilgin Teftazanî’nin atalarından Hüseyin Teftazam, Ali Handî, Şeyh Susmarî ve Alâeddin Merkadî burada, şehrin kıble tarafında medfundurlar Private Sofia Tours.

Tebriz Yolunda

Şehrin sultanından hediyeler aldıktan sonra, Tebriz hanının elçisiyle birlikte kıble yönüne doğru yola çıktık. Yaklaşık on üç saat boyunca uzanan bu yol, iki tarafı düzgün bir şekilde sıralanmış salkımsöğütler ve uzun çınar ağaçlarıyla gölgelenmişti. Güneşin yakıcı sıcağına rağmen, bu ağaçların gölgesinde yürümek insana huzur veriyordu. Yol boyunca tatlı sular içip zaman zaman kuyuların başında dinlenerek ilerledik.

Kehriz Kenti

Bir sonraki durak Kehriz kentiydi. Yaklaşık bin haneden oluşan bu yerleşim, Tebriz hanının özel mülkiyetindeydi. Kentte altı cami, üç hamam ve iki misafir sarayı bulunuyordu. Bahçeleri bakımlı, bağları bereketliydi. Ancak halkının tamamı Şii ve Teberraî idi. Burada, Hazret-i Ömer hakkında sövgüler duyunca büyük bir üzüntü hissettim. Gücüm yerinde olsaydı, bu saygısızlığa karşı koymak isterdim.

Şehlân Kenti

Kehriz’den kıble yönünde yedi saat ilerleyince Şehlân kentine ulaştık. Bu şehir de Tebriz hanına aitti. Düz bir ovada kurulmuş, bin kadar haneden oluşuyordu. Yedi camisi, hanı, hamamı ve küçük bir çarşısı vardı. Kentin yolları çınar ve söğüt ağaçlarıyla süslenmişti. Tebriz halkı, burada yaz aylarında dinlenmek için köşkler ve sayfiye evleri yapmıştı. Halkı görünüşte Şâfiî mezhebindendi, ancak çoğu Şii inancını sürdürmekteydi. Buna rağmen, suyu ve havası kadar halkının güzelliği de herkes tarafından övülürdü.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top